Öncelikle geçmiş olsun diyorum, dilerim çabuk iyileşirsiniz.
39 YTL'ye satılan Jamo'ları 15 YTL'den almışsınız, tebrik ederim

Aslında bu kadar ucuz olabiliyor fiyatları, eğer birisi kalkıp 600 tane ithal ederse tabiki. Bu hoparlörlerle birçok uygulama yapılabilir, bir ara T/S parameterlerini de kabaca hesaplayacağım.
4 ohm ya da 8 ohm olmasının pratikte çok farkı yok, genel olarak HiFi hoparlörlerin çoğunluğu 8 ohm'dur. Bendekiler de 8 ohm'luk Haes/Jamo ve kalite farkını belirleyen bir etken değil bu ohm göstergesi. Zaten frekansa bağlı olarak empedans değişecektir, asıl sorun hoparlörleri nerede kullanacağızla ilgilidir. Düşük empedanslar daha yüksek güç transferi sağlarlar, dolayısıyla amfi ile hoparlörün arasında daha büyük bir akım transferi olur. Araba hoparlörleri genelde 4 ve 2 ohm olurlar, nedeni de daha düşük voltajla elde elde edilen gücün en yüksek verimle hoparlöre iletilmesidir. Ama asıl sorun hoparlörün bu güçle ne yapacağıdır. Arabalar için tasarlanmış büyük subwoofer'lar açısından bu hızlı ve yüksek güç aktarımı elzem birşeydir, sonuçta kısıtlı kaynaklarla çalışılıyor.
Ancak eve çıkıp prize fişi taktığımız zaman durum değişebiliyor. Büyük güçler aynı zamanda sesteki bozulmaları da beraberinde getiriyor, dolayısıyla araba subwoofer'ında kabul edilen büyük güç aktarımı evde HiFi uygulamasına gelince sorun başlıyor. Hassasiyet, distorsiyon gibi konular devreye giriyor. Elimde 6 ohm, 12 ohm, 5 ohm, 14 ohm gibi çeşitli hoparlörler var. Tüm bunların farklılıkları aslında şu işe yarıyor.
Eğer pasif crossover kullanacaksanız empedansı daha kolay ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca tizlerin yüksek dB ile baslara nazaran daha yüksek çıkmasını da engelliyorsunuz, önüne watt'lı bir direnç ya da gerilim bölücü koymadan. Basit pasif filtrelerde, hani tek kondansatör ile yapılan 6 dB/oktavlık sistemlerde sistemin toplam empedansını amfiye uydurmak için kullanılabiliyor. 5 ohm, 6 ohm Technics ev tipi bas hoparlörler buna örnek gösterilebilir. Tüm bunlar üreticilerin tasarımına uygun olarak hoparlörün bobininin tasarlanmasıyla elde ediliyor. Burada doğrudan kaliteyi belirleyen bir faktör değil empedans, ama kullanım amacı ve amfi/filtre kombinasyonunu uyumlandırmak için önemli oluyor.
Amfiler daha düşük empdansa daha yüksek güç aktarırlar, ama hoparlör bunu kaldırabilecek güçte olmalıdır. Bunu da iki faktör belirliyor, birincisi hoparlörün bobininin kaldırabileceği akım seviyesidir. Yüksek akım bobini yakar ve hoparlör elle konunu oynattığınızda gırç gırç iye ses çıkarmaya başlar. Çoğu hoparlör, özellikle tizler bu nedenle kaybedilir. İkinci olarak özellikle düşük frekanslarda hoparlörün mekanik olarak kaldıramayacağı büyük bir güç uygulanır. Mesela 10wW bas hoparlöre 50 Hz'de 70W güç uygulamak gibi. Göründüğü üzere 100W'a sadece 70W uyguladım diyebilirsiniz ama 50Hz'de 70W'lık bir elektrik gücünü akustik güce çevirmek her hoparlörün harcı değildir. Büyük bir mekanik hareket gereklidir. Dolayısıyla hoparlör bu durumda mekanik olarak zarar görecektir. Yırtılma, bobinin mıknatısa vurarak parçalanması, süspansiyonların bozulması gibi ciddi deformasyonlar oluşabilecektir.
Günümüz araba subwoofer'ları bunları kaldırabilecek önlemlerle ve mekanik desteklerle üretildiklerinden zorlansalar da aşırıya kaçılmadığı sürece sorun yoktur. Ama evlerdeki bizim sesini beğendiğimiz kağıt hoparlörlerin hassasiyetleri ya da kevlar, seramik gibi malzemeleri kullanan hoparlörler bu önlemlerden genelde mahrumdur. Hele ev sistemleri markalı olsa dahi oldukça mahrumdur.
Bu yüzden de birden fazla hoparlörü paralel bağlamak fikri akla uygundur. Ancak tasarım oldukça değişir. Eğer empedans değişmesin derseniz 4 taneyi 2 seri 2 paralel olarak bağlamak zorundasınız. Bu durumda ise 4 hoparlör kullanmak durumundasınız. Ya da iki tane kullanıp, örneğin 8 ohm paralel bağlayıp 4 ohm elde edebilirsiniz. Meşhur D'Appolito tasarımı da böyle birşeydir, iki mid arası bir tiz şeklinde. Baslarda da her ne kadar çok sevilmese de bazı odyofiller tarafından 2-4 tane kullanmak moda olmuştur. Özellikle kule tasarımlarında çoklukla görüyoruz.
Birden fazla hoparlörü paralel kullanmanın ses açısından iki önemli getirisi vardır, hoparlör distorsiyonu yarıya iner, her hoparlöre giden güç orantılı olur ve sesteki bozulmalar dengelenir. İkincisi ise akustik olarak daha geniş bir açıdan derinlik verecek şekilde ses yayımı elde edilir. Böyle bir delice tasarımı bu yaz Nico ile geliştirdik ama ben uygulamaya koyamadım henüz. En az sekiz mid kullanan high end bir tasarım geliştirdik ama üretim aşamasında ben henüz çuvalladım, alüminyum, fiber, felan derken bekliyor. Haftaya prototip yapabilirsek ne ala, ama önce Ersoy'un subwoofer'ını artık bitirmem lazım.
Bu söylediklerim mid frekansı için geçerlidir, asla ve asla sistemde birden fazla tiz hoparlörü kullanmayın. Baslar ise geniş konlu büyük hoparlör veya birden fazla bas hoparlörü olarak tasarlanabilir ve distorsiyon da azalır. Ama kullak baslardaki distorsiyonları zaten farketmez, farketseydi bugün birçok araba subwoofer'ı çöp olurdu sanırım.
Tüm bunları araba içinde nasıl kullanırım derseniz, iki Jamo mid kullanarak dengeli mid ve midbass elde edersiniz. Philips ile basları desteklerseniz, bu arada bu hoparlörün fiyatı da çok uygun imiş, geriye tizler kalıyor. İşin en zor kısmı da bu sanırım, hangi tizler ve nereye konumlandırılacak.