Pro Audio ve Odyofillik

Serbest Kürsü » Ondan bundan şundan...

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen Hazar » 26 Ağu 2009, 00:02

Audiophile - pro audio çatışması. Kendi forumumda göreceğim aklıma gelmezdi :mrgreen:

Sonuç olarak, ikisi farklı klasmandır bunların. Hyundai-Mercedes benzetmesinde tek uyuşabilecek taraf vardır, ikisi de arabadır. Bu işte de öyle: ikisi de amplifikatördür. Ama o kadar. Odyofilite, DIY, pro-audio ortak paydada kesişse de, birbirleriyle birçok noktada ayrıldığı aşikar. O yüzden daha fazla "karşılaştırma" yapılmasına gerek duymuyorum.

En iyisi bu konuda "Lambalar paralel bağlanır mı" sorusuna cevap arayalım, Woodstock için ayrı bir başlık açılabilir.
İyi forumlar.
Rüzgar ters esiyorsa, yelkenlerini rüzgar yönüne göre ayarlamaya bak; çünkü dünya çektiğin sıkıntılarla değil, gemiyi limana ulaştırıp ulaştıramadığınla ilgilenir.
ResimDIY Audio Türkiye Facebook Sayfası
Hazar
Site Sorumlusu
Site Sorumlusu
 
İleti: 1057
Kayıt: 12 Arl 2006, 12:20
İl: İstanbul


Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen supernova » 26 Ağu 2009, 01:56

Hazar yazdı:Audiophile - pro audio çatışması. Kendi forumumda göreceğim aklıma gelmezdi :mrgreen:

Sonuç olarak, ikisi farklı klasmandır bunların. Hyundai-Mercedes benzetmesinde tek uyuşabilecek taraf vardır, ikisi de arabadır. Bu işte de öyle: ikisi de amplifikatördür. Ama o kadar. Odyofilite, DIY, pro-audio ortak paydada kesişse de, birbirleriyle birçok noktada ayrıldığı aşikar. O yüzden daha fazla "karşılaştırma" yapılmasına gerek duymuyorum.

En iyisi bu konuda "Lambalar paralel bağlanır mı" sorusuna cevap arayalım, Woodstock için ayrı bir başlık açılabilir.
İyi forumlar.


Aynen başlığı açan kusura bakmasın konu değişti.Bu konular uzar gider aslında hep tartışılır.Bahsedilen cihazın çok iyi seviyede olduğu aşikar gerisi artık kulak zevkine kalıyor.Bizim amacımız bunlara yaklaşıcak diy işlerini çıkarmak :D
"Başkalarının bilgisiyle bilgin olsak bile, kendi aklımız kadar akıllıyız."
Kullanıcı avatarı
supernova
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 299
Kayıt: 01 Eyl 2008, 01:31
İl: istanbul

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen M Öztürk » 26 Ağu 2009, 06:33

fixxxxxer yazdı:Bahsettiğim cihazlar pek az paralara alınamıyor ya neyse. (marantz ma9s-1 monoblok x2 + sc7s1 pre + cd17mkii + 2x jblk2s9800 idi dinlediğim en sıkı sistem, kaçak getirilmiş, yani gümrüksüz fiyatına da 71,000usd demişlerdi...ki milyon doların üstüne çıkabilen stereo sistemler de var...) Öte yandan ben dinleyiciyim, miksaj-üretim vs. kısmı çok da ilgilendirmiyor beni, reprodüksiyonun kalitesine bakarım. Senin hazırlayıp elime tutuşturduğun cd'nin, plağın nasıl işlemden geçtiği umrumda olmaz.(o da umrumda olur yerine göre kayıt var, kayıt var...) Kaldı ki canlı müzikte miksaj, submix bilmemkaç kanal kayıt yok. Öyle olsa james hetfield da lambalı mesa boogie yerine bi bryston koyuverirdi herhalde sahneye çaldığı gitarı duymak için... İyiyse iyidir, nasıl ki stüdyoda marantz kullanılmıyorsa ev kullanımında da bryston görmedim, kullanan varsa bile araba amfisini ve hoparlörünü eve koyanla aynı kefededir benim gözümde, araba amfisi de pro audio amfisi de evde kullanılmaz bence... İkinci eli 500-600 dolara satılan bryston'u da hi-end marantz la kıyaslamam, dolayısıyla mercedes-hyundai benzetmesi gayet de güzel çalışır... Dediğin gibi olsa burada hiçkimse bryston parası harcayıp elyapımı amfi imal etmeye uğraşmazdı hehalde, hepimiz alır koyardık eve birer çift, başımız ağrımazdı...


Ovv ovv ovvv katmış karıştırmışsın birbirine.

Öncelikle gitar amplileri ile diğer güç amplilerini birbirinden ayır kafanda.

Ses yükselteçleri ikiye ayrılır: Sese karakteristik vermek ve şekillendirmek amaçlı ürünler, ve şekillendirilmiş sesin seviyesini aslına sadık kalarak yükseltmek amaçlı ürünler.

Gitar amplileri birinci sınıfa girerler, ve güç amplifikasyonundan daha çok sese şekil vermek amacı güderler. Yani bir gitar amplisini gitarının sesini en sadık olarak versin diye almazsın, gitarına belli bir "sound" versin diye alırsın.

Bir PA ya da pro monitör ampli sistemi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. O sistemler, gitar amplinin senin gitarına verdiği o "sound"u sana en aslına yakın şekilde yükselterek vermesi için üretilir (veremez ayrı mesele, pratik nedenlerden dolayı, ama tasarım brifinginde koyulan hedef odur).

Ayrıca saydığın onca cihazdan sonra 71 bin dolar da öyle çok bir para değil. O para sadece Marantz amplinin fiyatı değil. Ayrıca da olsa ne yazar? Sana söyledim, orada olay para değil. Yoksa al sana, 1970'lerden kalma Neve mikser, 32 kanal, neredeyse 40 yaşında olmasına rağmen fiyatına sen bak: http://cgi.ebay.com/Neve-8048-32-input- ... 0367225472

O mikser yeni alındığında fiyatı milyon dolardı, hem de bugünün milyon doları değil, 70'lerin milyon doları.

25 yaşında garantisi bitmiş Bryston 4B'yi bulursun 500-600 dolara, evet. Büyük bir ihtimalle bakıma da ihtiyacı vardır onca yıldan sonra. 25 yaşında bir Marantz'ı git bak bakalım kaça bulacaksın :)

Bir de son jenerasyonlarına bak, görürsün.

Benim anlatmaya çalıştığım, senin baktığın reprodüksiyon kalitesi, reproduce etmeye çalıştığın kaynağın kalitesi kadardır. Zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir. Ben Marantz'a kötü amplidir demiyorum orada dikkat et. Yani gidip 500 dolara bir Marantz bulsam, bu onu kötü bir ampli mi yapacak?

Hi-end'de "diminishing returns" denen bir olay vardır. Yani ilk başlarda küçük bir parayla büyük kazanımlar elde ederken, optimum noktasını geçince küçücük bir ilerleme için büyük paralar harcamak gerekir. Pro-audio, o parayı bir power amp'in üzerine harcamaz, zira o paranın ona getireceği sonik kazanca değmez. O parayı çıkışa harcamak yerine girişe ve orta katlara harcamak pro-audio'cular için daha mantıklıdır. Toplamda getireceği kazanç da en sondaki amplinin getireceği kazançtan daha yüksektir.

Yoksa paran varsa dök parayı Krell al, bilmemne al. Ama getireceği ilerlemeye değmeyecekse almanın bir alemi yok. Audiophile'ların inandığı dinin surelerini pro-audiocular yazıyor neticede. Birinin din gibi sarıldığına diğerinin "ya onu pek kafaya takma, esas olayı kaçırıyorsun" demesi normal.

Ayrıca prodüksiyonlarda son ürünler audiophile'ların kriterleri dikkate alınarak değil, sıradan kullanıcıların evlerindeki sistemlerdeki cevaplar dikkate alınarak yapılır. Zira müzik en çok o sistemlerde dinlenmektedir, dolayısı ile o sistemlerden en güzel gelecek şekilde optimize edilmeleri de kaçınılmazdır. Dolayısı ile müzik bir yandan en iyi sistemlerde kaydedilip mikslenirken, bir yandan da kasıtlı olarak en kötüyü taklit eden sistemlerde çapraz dinlemeye tabi tutulur, ve "kötü sistemlerde iyi geliyorsa, iyi sistemlerde haydi haydi iyi gelir" denir.

Araba amplisi benzetmesinde de senin gözündeki değeri ciddiye alabilmem için önce yazımını düzeltmen lazım, o cihazın adı "amfi" değil, "ampli"dir ;)

"Amfi" amfigatür'den gelir, hani camilerde bol miktarda bulunanından... daha iyisini bilmediklerinden, ve daha iyisi olsa da onlar için farketmeyeceğinden öyle diyegelmişler. Biz tercihan "amplifikatör" ya da kısaca "ampli" diyoruz elimizdeki cihazlara.

Daha kaç tane ev dolaştın, kaç sistem gördün de "hiç Bryston görmedin"? Hayatında hiç Bryston gördün mü dinledin mi öncelikle? :)

Sen de Istanbul'dasın, gel birkaç gün yanımda takıl, stüdyoları gezelim seninle. Hem eğlence, hem deneyim olur senin için. Benim işim stüdyo yapmak.

M.
M Öztürk
Yeni Üye
 
İleti: 39
Kayıt: 31 Tem 2009, 01:35
İl: Istanbul
Meslek: Elektronik

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen the_cantan » 26 Ağu 2009, 09:00

Böyle bir teklif bana gelse bir an durmam da. nasip.
Bryston severim; hemi de baya.sonra ömür boyu garantili olduğu; eski haberlerde aklımda kalmıştı. 4B çok meşhur.
tartışma çok güzel. eskiden beridir tonmayster ile audiophile mi ne diyorlar (kimse yanlış anlamasın ama bu audiophile kelimesine inanılmaz gıcığım, bir dinleyici olarak) onlar arasında sürekli gidegelen bir tartışmadır. Yani bir tonmayster ın müziğin yapımcısı icrası olmadığı hatta üretilen müziğe katkısı olmadığı, kayıtları kötülediği vb. iddia edilir, kapışılır durulur.
bir zaman RenkusHeinz PA ampli dinleme maksatlı alıp koyacaktım bir köşeye.gördüğüm ampli, ucuz ve piyasa emsallerinden daha orijinal diye.almadık tabi başka düşünceler geliştirdim.

@Öztürk lambalı amplilerin, PA ampliler karşısındaki yavaşlamasının çıkış trafosunun marifeti olduğunu varsayabilir miyiz?
Kullanıcı avatarı
the_cantan
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 294
Kayıt: 04 May 2007, 11:04
Konum: ank.

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen M Öztürk » 26 Ağu 2009, 12:15

the_cantan yazdı:Yani bir tonmayster ın müziğin yapımcısı icrası olmadığı hatta üretilen müziğe katkısı olmadığı, kayıtları kötülediği vb. iddia edilir, kapışılır durulur.

Tonmayster, ya da bizim kullandığımız terim ile ses mühendisinin kayıtları kötüleştirmesi diye bir durum olamaz, zira ses mühendisinin en öncelikli hedefi, sesin sonik kalitesini belli bir standardın üzerinde tutmaktır. Ses mühendisliği eğitimi almamış bir sanatçının kendisini stüdyoya bıraksan bırak kendisine albüm yapmayı, iki tane cihaz açıp bir CD dahi dinleyemez o düzenekte. Yani sanatçının kendisinin kendi müziğinin kaydına daha fazla zararı olur tek başına.

O süreçte bir çok gerekli pozisyon vardır, herkes kendi sorumluluk alanında hareket eder. Hepsinin de sürece katkısı vazgeçilmezdir, bir tanesinin başarısızlığı son ürünü etkiler.

Burada bir müzik eserinin ortaya çıkabilmesi için gerekli personel pozisyonlarını bilmeden konuşmamak lazım. Bir müziğin kayda dökülebilmesi için şu personele ihtiyaç vardır, işlem sırasıyla verelim:

- Besteci
- Sanatçı ve performans ekibi
- Finansör (buna İngilizcede Executive Producer denir, bizde Yapımcı deniyor ama sıkça prodüktör ile karıştırılıyor, zira parayı koyanın hemen prodüktörlüğe de soyunduğu oluyor)
- Prodüktör (yani müziğin son ürün olarak hangi noktada olması gerektiği, performansın/ekipmanın/personelin/bütçenin o hedefe uygun olup olmadığı, nasıl harcanacağına karar veren)
- Aranjör (Düzenlemeci; prodüktörün çizdiği hedefe göre hangi enstrumanın nerede ne çalacağını tayin eden ve kağıda döken)
- Ses kayıt mühendisi ve teknik ekip (prodüktörün ne istediğini çok iyi anlayıp havaya çizilen sonik resmi hoparlörlerden getirmekle görevli insanlar)
- Miksaj mühendisi (kanal kaydı biten prodüksiyonu bir tema içerisinde sürekliliğini ve havasını koruyarak, ve hatta kendi ruhundan üfleyerek iki kanalda canlandıran insan)
- Mastering mühendisi (bitmiş miksi onaylayan bağımsız kulak, gerekirse piyasada yan yana çalınacağı diğer müziklerle yarışabilecek şekilde seviyelemesini yapan insan)

Bu rollerden bir ya da birkaçını aynı kişi üstlenebilir, ya da her birini farklı kişiler üstlenebilir, ama neticede bunların hepsi birbirinden ayrı meziyet, bilgi ve tecrübe gerektiren pozisyonlardır.

Diğer pozisyonların sanatçının sanatını bozduğu konusundaki iddiaları ciddiye bile almaya gerek yok. Hayatında bir enstruman kaydı almadan koltuğundan geyik yapanların ileri geri konuşmalarıdır onlar.

O tip iddialara en güzel yanıt, çıkardığı "London sound" ile dünya müzik prodüksiyon tarzlarına tarz katmış Trevor Horn adlı bir prodüktör amcanın söylediği bir sözdür, İngilizcesi de aklımda ama Türkçesini yazayım:

"Prodüktörün görevi müziği satılabilir hale getirmektir. Yoksa satmayan albümleri müzisyenler de kendi kendilerine kaydedebilirler."

Herkesi ait olduğu yere koyan bir sözdür ve Trevor Horn'un da böyle bir tanımda bulunmaya hakkı, o koltuğundan konuşanlara göre de bayağı bir fazladır. Merak ediyorsanız adamın ne yaptığını Google'dan bir araştırabilirsiniz. Her okuduğunuz satırda "aaa bunu da o mu yapmış? Bunu da mı o yapmış? Pes artık bunu da???" dediğinizi farkederseniz şaşırmayın :)

Ben küçük bir örnek vereyim. 80'lerin ikon olmuş bir şarkısı.

Bu Trevor Horn'a getirilmeden önceki hali: http://fizy.com/s/13g8yk

Bu da Trevor Horn'un eli değdikten sonraki hali: http://fizy.com/s/103tf3

Hangisi başarılı olurdu, ve oldu? :)

Böyle örnekler çoktur. Hatta başarılı olmuş her şarkı nerdeyse böyle bir örnek olabilir.

Kesinlikle müzisyenlerin kendileri de pekala satmayan prodüksiyonlar yapabilirler :)

O yüzden öyle ileri geri konuşanlara bakmayın siz.

@Öztürk lambalı amplilerin, PA ampliler karşısındaki yavaşlamasının çıkış trafosunun marifeti olduğunu varsayabilir miyiz?


Lambalı amplilerin "solid state" ampliler karşısında yavaşlaması demek istedin sanırım. Zira PA ampli terimi bir topolojiyi yansıtmaz.

Her halükarda, çıkış trafosu niye yavaşlatsın canım? Trafo indüktif bir eleman olduğu için illa ki bir phase shift'e sebep olacaktır, ama bu her iki kanalda da tüm frekans bandında aynı miktarda eşzamanlı olarak gerçekleştiği sürece bir sorun yaratmaz. Eğer bir mikserde sesin bir kopyasını Aux'lardan dışarıda bir yerlere gönderip bir takım efekt cihazlarından geçirip sonra tekrar onu Aux Return'lerden geri getiriyor ve ana sese karıştırıyor olsaydık, o faz kaymalarının comb filter etkilerinden bahsedebilirdik, ki onlar bile pro cihazlarda göz ardı edilebilir oranlardadır, hatta çoğu zaman "aletin karakteri" olarak adlandırılır geçilir. Doğayla savaşıyorsun orada, mükemmele ulaşamamak çok normal.

Onun dışında yavaşlama deyince slew rate, gain range ve bandwidth ilişkisini anlıyorum ben. Yani... koy bir lamba yarıiletken ile solid state bir yarıiletkenin test değerlerini yan yana, bir de giriş ve çıkış trafolarının kazanç doyum eğrisini koy yanlarına, içinde kullanıldıkları devredeki gain staging'i incele, sesin neden nerede yavaşladığını görebilirsin. Bu sadece trafoya bağlı birşey değil ki?

Yani, ses hattının üzerine koyduğun her kondansatör de sinyalin üzerinde bir faz kaymasına sebep olur. Kaldır kaldırabiliyorsan kondansatörleri o zaman. DC'yi nasıl bloke edeceksin?

Servo tasarımlara gitmen lazım. Onda da çıkan ses seni memnun eder mi etmez mi ona bakman lazım, zira tek karar verici istatistikler değil orada. Ne var ki beğeni kuralları sürekli değişir ama imalat kuralları asla değişmez. Yine dönüp dolaşıp matematiğe ihtiyaç duyacaksın devre tasarımında. O yüzden elemanların bireysel karakteristiklerine ve birbirleri ile aynı devrede nasıl etkileşimlere girdiklerine bakmak lazım.

Yani... Jensen bir input trafosu yapıyor, 10Hz'den 120kHz'e kadar cetvel gibi bir cevabı var. +26dBu da headroom veriyor. Bir çıkış trafosu yapıyor, 600Ω : 600Ω , 220kHz range var, 20Hz'de +23dBu sinyal tavanı var. O trafonun sesi yavaşlattığından nasıl söz edebilirsin ki? Bırak consumer level audio'yu, pro-audio sinyal seviyelerinde dahi o trafoyu yükleyebilmek için deli gibi kastırman lazım. Koskoca bir mikserin 48 kanal +4dBu standartta sesini topluyorsun üzerinde de overdrive olmuyor trafo. O performansı verebilecek transistör ya da lamba bulman için dahi bayağı bir uğraşırsın.

Ama kötü trafo kullanıyorsundur, phase shift yaşıyorsundur, frekans aralığının uç noktalarında roll-off yaşıyorsundur, o başka. Doğru elemanı doğru yerde kullanmayınca o problemler her yerde olur. Yani ben opamplardan olan tecrübemi söyleyeyim. Bazan devreyi açıyorum, içinde NE5532 var, kağıt üzerinde daha hızlı daha iyi verileri olan bir opampla değiştiriyorum, ama netice farketmeyebiliyor, ya da bazan sonik olarak daha kötü olabiliyor. Daha iyi de olabiliyor. O tamamı ile opampın etrafındaki devrenin nasıl kurulduğu ile alakalı.

Pro audio'da klasikleşmiş bazı tasarımlar vardır mesela, mikrofon preamplileri. Neticesini duysanız "Allahım böyle bir güzellik olabilir mi?" diye oturup ağlarsınız, bir tane edinebilmek için de kanalına 4-5 bin doları gözden çıkarmanız gerekir. Ama için açar bir bakarsınız, bir 2N3055, 10 tane BC184, bir avuç %5 karbon direnç, bir torba dolusu %20 kondansatör, mercimekler gırla... ne olduğunu bilmeden o kart elinize düşse "ne bu hurda?" diye çöpe atarsınız. Devre tasarımı da "textbook". Yani herhangi bir elektronik kitabını al aç, standart Class A topoğrafisi. Ama bütün olay giriş ve çıkış trafolarında ve aradaki devrenin gain staging'inde.

İstediğin kadar daha iyi transistörler, daha iyi devre elemanları kullan, evet istatistiki olarak daha iyi bir mic pre oluyor, ama "o" olmuyor.

Sizin de o dinlerken "reprodüksiyon kalitesi"nden bahsettiğiniz o sesler, işte o tip kritik seçimler neticesinde kaydediliyor kaynağında.

M.
En son M Öztürk tarafından, 26 Ağu 2009, 12:59 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 değişiklik yapıldı.
M Öztürk
Yeni Üye
 
İleti: 39
Kayıt: 31 Tem 2009, 01:35
İl: Istanbul
Meslek: Elektronik

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen supernova » 26 Ağu 2009, 12:50

"Gain staiging" den kastınız ?
"Başkalarının bilgisiyle bilgin olsak bile, kendi aklımız kadar akıllıyız."
Kullanıcı avatarı
supernova
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 299
Kayıt: 01 Eyl 2008, 01:31
İl: istanbul

Reklamlar

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen M Öztürk » 26 Ağu 2009, 13:01

Kazanç kademeleme.

En güzel örneği, bir transistörden bir defada 50-60dB amplifikasyon almaya çalışmak yerine iki ya da üç transistörden iki üç kademede almak. Bu düz mantıkla sanıldığı gibi gürültüyü arttırmaz, tam aksine eğer doğru yapılırsa sinyal/gürültü oranını tek transistörünkinden daha da aşağıya düşürebilir.

M.
M Öztürk
Yeni Üye
 
İleti: 39
Kayıt: 31 Tem 2009, 01:35
İl: Istanbul
Meslek: Elektronik

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen the_cantan » 26 Ağu 2009, 13:25

M Öztürk yazdı:
@Öztürk lambalı amplilerin, PA ampliler karşısındaki yavaşlamasının çıkış trafosunun marifeti olduğunu varsayabilir miyiz?


Lambalı amplilerin "solid state" ampliler karşısında yavaşlaması demek istedin sanırım. Zira PA ampli terimi bir topolojiyi yansıtmaz.

Onun dışında yavaşlama deyince slew rate, gain range ve bandwidth ilişkisini anlıyorum ben. Yani... koy bir lamba yarıiletken ile solid state bir yarı iletkenin test değerlerini yan yana, bir de giriş ve çıkış trafolarının kazanç doyum eğrisini koy yanlarına, içinde kullanıldıkları devredeki gain staging'i incele, sesin neden nerede yavaşladığını görebilirsin. Bu sadece trafoya bağlı birşey değil ki?

Yani, ses hattının üzerine koyduğun her kondansatör de sinyalin üzerinde bir faz kaymasına sebep olur. Kaldır kaldırabiliyorsan kondansatörleri o zaman. DC'yi nasıl bloke edeceksin?

M.


o mükemmel bir mesaj. elinize sağlık.teşekkürler.
Doğru PA ampli derken SS ampli ve vakum yarı iletkenli ampli kastettim.çalışma sınıfı; topoloji üzerinde durmadım; yahutta belirtmediysem de şöyle diyebilirim. SS Class-A ile Vacuum Single Ended iki amplide çıkış trafosunun SS ampli karşında yavaşlamasının neticesini çıkış tarfosuna bağlayabilir miyiz?
Slew Rate(amplinin yükseltme hızı) seslendirme konularında PA ampli ve lambalı ampli kıyaslarında bir voltaj beslemeli amplinin agresif sesliliği ve hızı ile lambalının yumuşak, yavaş gelen kıyaslarından PA aklımda kalmış. ne ise. Yukarıda ki alıntı benim için kilit nokta. böyle bir deneye, imkana sahip olmayı beklemem gerekecek.ben nispeten akım beslemeli amplilerin seslerini nedense, genelde yumuşak bulmuşumdur. Marantz, Onkyo, son zamnlarda Denon.(high current reklamlari.bana kalsa tüm ev, pro amplileri daha çok voltaj beslemeli.) diğer markalarla (pro audio.) fazla müşerref olamadık.fazla kıyas yok. Çıkış trafosu da adı üstünden empedans ve voltaj dşürücü, hoparlörü(load) sürecek kadar akım yükseltici eleman. gözümde günah keçisi gibi görünmeye başladı.öyle değil de trafodan yana şüphelenmeye başladım. halihazırda bu şekilde düşünmeye en çok sevk edenlerin başında lamba içinde anod-katot arasında elektron alışverişinin ışık hızında olduğu. SS yarı iletken malzemenin içinde ki kristalin (yalıtkan kılıfı kırınca görünen parça) havaya göre daha sürtünmeli olduğu.daha gürültülü-PSSR gürültü bastırma oranı-(malzeme bilimi ve süper kaliteli üretimler devrede.) olduğu ve lambanın, SS'den kat kat daha hızlı oldu. e o zaman sorun nerede?
ve %100 devre analizi ve devre oluşumu malzemenin kendisinden çok daha önemli. standart malzeme ile mükemmel devre daha iyi çalışır.yani ''o'' oluyor. mutabığım. e sorun nerede derken;
gain stage ve interstage ve output trafoyu irdeleyip duracağım. Ama bütün olay giriş ve çıkış trafolarında ve aradaki devrenin gain staging'inde.
Kullanıcı avatarı
the_cantan
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 294
Kayıt: 04 May 2007, 11:04
Konum: ank.

Cevap: Lambalar Paralel bağlanırmı

Okunmamış iletigönderen fixxxxxer » 26 Ağu 2009, 14:34

M Öztürk yazdı:Ovv ovv ovvv katmış karıştırmışsın birbirine.

Öncelikle gitar amplileri ile diğer güç amplilerini birbirinden ayır kafanda.

Ses yükselteçleri ikiye ayrılır: Sese karakteristik vermek ve şekillendirmek amaçlı ürünler, ve şekillendirilmiş sesin seviyesini aslına sadık kalarak yükseltmek amaçlı ürünler.

Gitar amplileri birinci sınıfa girerler, ve güç amplifikasyonundan daha çok sese şekil vermek amacı güderler. Yani bir gitar amplisini gitarının sesini en sadık olarak versin diye almazsın, gitarına belli bir "sound" versin diye alırsın.

Bir PA ya da pro monitör ampli sistemi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. O sistemler, gitar amplinin senin gitarına verdiği o "sound"u sana en aslına yakın şekilde yükselterek vermesi için üretilir (veremez ayrı mesele, pratik nedenlerden dolayı, ama tasarım brifinginde koyulan hedef odur).

Ayrıca saydığın onca cihazdan sonra 71 bin dolar da öyle çok bir para değil. O para sadece Marantz amplinin fiyatı değil. Ayrıca da olsa ne yazar? Sana söyledim, orada olay para değil. Yoksa al sana, 1970'lerden kalma Neve mikser, 32 kanal, neredeyse 40 yaşında olmasına rağmen fiyatına sen bak: http://cgi.ebay.com/Neve-8048-32-input- ... 0367225472

O mikser yeni alındığında fiyatı milyon dolardı, hem de bugünün milyon doları değil, 70'lerin milyon doları.

25 yaşında garantisi bitmiş Bryston 4B'yi bulursun 500-600 dolara, evet. Büyük bir ihtimalle bakıma da ihtiyacı vardır onca yıldan sonra. 25 yaşında bir Marantz'ı git bak bakalım kaça bulacaksın :)

Bir de son jenerasyonlarına bak, görürsün.

Benim anlatmaya çalıştığım, senin baktığın reprodüksiyon kalitesi, reproduce etmeye çalıştığın kaynağın kalitesi kadardır. Zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir. Ben Marantz'a kötü amplidir demiyorum orada dikkat et. Yani gidip 500 dolara bir Marantz bulsam, bu onu kötü bir ampli mi yapacak?

Hi-end'de "diminishing returns" denen bir olay vardır. Yani ilk başlarda küçük bir parayla büyük kazanımlar elde ederken, optimum noktasını geçince küçücük bir ilerleme için büyük paralar harcamak gerekir. Pro-audio, o parayı bir power amp'in üzerine harcamaz, zira o paranın ona getireceği sonik kazanca değmez. O parayı çıkışa harcamak yerine girişe ve orta katlara harcamak pro-audio'cular için daha mantıklıdır. Toplamda getireceği kazanç da en sondaki amplinin getireceği kazançtan daha yüksektir.

Yoksa paran varsa dök parayı Krell al, bilmemne al. Ama getireceği ilerlemeye değmeyecekse almanın bir alemi yok. Audiophile'ların inandığı dinin surelerini pro-audiocular yazıyor neticede. Birinin din gibi sarıldığına diğerinin "ya onu pek kafaya takma, esas olayı kaçırıyorsun" demesi normal.

Ayrıca prodüksiyonlarda son ürünler audiophile'ların kriterleri dikkate alınarak değil, sıradan kullanıcıların evlerindeki sistemlerdeki cevaplar dikkate alınarak yapılır. Zira müzik en çok o sistemlerde dinlenmektedir, dolayısı ile o sistemlerden en güzel gelecek şekilde optimize edilmeleri de kaçınılmazdır. Dolayısı ile müzik bir yandan en iyi sistemlerde kaydedilip mikslenirken, bir yandan da kasıtlı olarak en kötüyü taklit eden sistemlerde çapraz dinlemeye tabi tutulur, ve "kötü sistemlerde iyi geliyorsa, iyi sistemlerde haydi haydi iyi gelir" denir.

Araba amplisi benzetmesinde de senin gözündeki değeri ciddiye alabilmem için önce yazımını düzeltmen lazım, o cihazın adı "amfi" değil, "ampli"dir ;)

"Amfi" amfigatür'den gelir, hani camilerde bol miktarda bulunanından... daha iyisini bilmediklerinden, ve daha iyisi olsa da onlar için farketmeyeceğinden öyle diyegelmişler. Biz tercihan "amplifikatör" ya da kısaca "ampli" diyoruz elimizdeki cihazlara.

Daha kaç tane ev dolaştın, kaç sistem gördün de "hiç Bryston görmedin"? Hayatında hiç Bryston gördün mü dinledin mi öncelikle? :)

Sen de Istanbul'dasın, gel birkaç gün yanımda takıl, stüdyoları gezelim seninle. Hem eğlence, hem deneyim olur senin için. Benim işim stüdyo yapmak.

M.


Yükseltecin nasıl yazıldığını bilecek kadar ingilizcem var kolayıma gelmiştir öyle esmiştir o an amfi yazmışımdır kafana takmana gerek yok ;) ... Güldüm sabah sabah ama hakkını vereyim :D

Gitar "ampli" sinin distorsyon ya da pre vb katları değil benim bahsettiğim, çıkış lambalı...

Reprodüksiyon için de iyi ekipman kullanılmalı, amfi 20 milyar cd çalar 100 milyon olsun demiyorum ya da tersi, herşeyin optimumu var...

71 bin olmasın hadi, 2 monoblok bi pre 45 bin, fiyat meselesi değil nasıl ortalama pro tool 20 bin dolar diyosan bu da ortalama hi-end... Milyon dolara da sistem var, wawac sh 833 ya da AN ongaku var biri 350 biri 200 küsur bin dolar, bukadar pahalısında marjinal fayda yasası geçerli olur belki ama belli meblağlara kadar paranın ciddi fark yarattığı aşikar...

Kayıt stüdyosuna da girdim ekipman neye benzer bilirim, 12 yaşımda kasetli fostex multitracker dan geçtiğimiz sene şerit mikrofona, onun lambalı preampına kadar bisürü ekipmanı da (çoğunu deneme maksatlı) kullandım, ama şunu söyleyeyim ben okadar kalabalık ve gürültülü odada müzik dinlemem, takım taklavatın gürültüsü, etrafın metal yığını olması, dar alanda küçük hoparlörlerle kısa paslaşmalar vs. vs... Pro audio işin endüstrisi, işin içine miksaj filtre dijital vs. giriyor, dediğim gibi dinleyici olarak beni bağlamayan detaylar... Kaldı ki her tonmeister de süper kulağa sahip çok güzel iş çıkarıyor demek doğru olmaz, Türkiye de çoğunun yaptığı iş beş para etmez, çok şarkı, albüm vardır dinleyici olarak "şöyle olsa daha iyi olurdu" ya da "berbat" dediğim... Neyse diyeceğim şu, bryston gördüm, dinlemedim, ama roland, hiwatt, bose, behringer bol bol dinledim... Çok ev gezmesem de bikaç hi-fi showroom gezdim bryston görmedim... Senle de gezerim sağol teklifin için, benim gördüğümün iyisi vardır illa ki...

Audio Consulting diye bi firma var, extreme ürünler yapıp satıyorlar, bana abartı geliyor yaptıkları modifikasyonlar, aldıkları önlemler açıkçası ama adamlar "fark yaratıyor" diyorlar incelersen pro-audio ve home audio ya da ne diyelim, son kullanıcı için audio'nun farkı konusunda ne demek istediğimi belki daha iyi anlarsın.

Bu başlığa "bu konuyla ilgili" son yazdığım budur, başka başlık açılırsa devam ederim...
En son fixxxxxer tarafından, 26 Ağu 2009, 15:41 tarihinde değiştirildi, toplamda 5 değişiklik yapıldı.
Kullanıcı avatarı
fixxxxxer
DIY Audio Gurusu
 
İleti: 456
Kayıt: 04 Oca 2009, 14:24
İl: İstanbul
Meslek: Öğrenci

Cevap: Pro Audio ve Odyofillik

Okunmamış iletigönderen Hazar » 26 Ağu 2009, 14:50

Tartışmaya buradan devam ediniz lütfen.
Rüzgar ters esiyorsa, yelkenlerini rüzgar yönüne göre ayarlamaya bak; çünkü dünya çektiğin sıkıntılarla değil, gemiyi limana ulaştırıp ulaştıramadığınla ilgilenir.
ResimDIY Audio Türkiye Facebook Sayfası
Hazar
Site Sorumlusu
Site Sorumlusu
 
İleti: 1057
Kayıt: 12 Arl 2006, 12:20
İl: İstanbul

ÖncekiSonraki

Serbest Kürsü


 


  • Bu konular da ilginizi çekebilir:
    Cevaplar
    Gösterim
    Son ileti
  • The school of audio engineering
    gönderen nthere » 21 Tem 2009, 01:51
    0 Cevaplar
    995 Gösterim
    Son ileti gönderen nthere Son iletiyi göster
    21 Tem 2009, 01:51
  • Soba Audio Söyleşisi
    gönderen hacı » 09 Mar 2011, 21:22
    7 Cevaplar
    1436 Gösterim
    Son ileti gönderen hoparlör Son iletiyi göster
    14 Mar 2011, 15:42

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyenler: Google [Bot] ve 0 misafir